Gündem

Ege depremleri korkutuyor: Sismik bir hareketlilik var

Ege Bölgesi sabah saatlerinde iki farklı depremle sarsıldı. 3,5 büyüklüğündeki ilk deprem İzmir’de meydana geldi. 3 saat sonra ise Muğla, 4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Bölgedeki depremler sürecek mi? Sarsıntılar daha büyük bir depremin habercisi olabilir mi? Detaylar haberimizde…

Bugün sabah saatlerinde Ege Bölgesi’nde iki deprem meydana geldi. İzmir, saat 04.09’da Gaziemir merkez olmak üzere 3,5 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. 8,25 kilometre derinliğinde gerçekleşen deprem bölgede şiddetli hissedildi.

Muğla’da ise saat 07.26’da 4 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. Bu deprem ise yerin 7 kilometre altında meydana geldi.

Bu depremler sürecek mi? Sarsıntılar daha büyük bir depremin habercisi olabilir mi? Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu soruları TRT Haber’e yanıtladı. 

"Bölgedeki depremlerin sayısı 150’yi aştı"

Sarsıntının bölgede ciddi şekilde hissedildiğini ancak kısa sürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgedeki depremlerin 4 Kasım’da meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki depremin artçısı niteliğinde olduğunu belirtti:

"Bu sarsıntılar ‘artçı deprem’ sınıfında değerlendirilmeli. Ana şok 4,9 büyüklüğünde olduğu için artçılar 3,9 büyüklüğüne kadar çıkabilir. Bölgedeki depremlerin sayısı 150’yi aştı. Meydana gelen depremler çoğunlukla 2-2,5 büyüklüğünde."

Depremin, Doğanbey’den başlayıp Gaziemir’e kadar devam eden Tuzla Fayı’ınn kuzeydoğu ucunda gerçekleştiğini söyleyen  Prof. Dr. Sözbilir, "Tuzla Fayı’nın Buca’ya doğru uzanan kolları var. Artçı şoklar bölgede bir süre daha devam edebilir. Artçılar 4,9’dan küçük olacak. Paniğe gerek yok" diye konuştu.

"Muğla’da sismik bir hareketlilik var"

Prof. Dr. Sözbilir, Muğla’nın Ula ilçesindeki depremin sebebi olarak 2017’deki Bodrum Depremi’ni işaret etti:

"21 Temmuz 2017’de Bodrum’da 6,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremden beri bölgede bir sismik hareketlilik var. Bölgedeki Muğla Fayı, Yatağan Fayı, Milas Fayı ve Gökova Fayı uzun süredir deprem üretmiyor."

"Kırılma zamanı gelmiş 20 fay var"

Deprem üreten fayların bilindiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, İzmir’deki Tuzla Fayı ve İstanbul’un güneyindeki fayın da aralarında bulunduğu ülke genelinde 20 fayın kırılma zamanının geldiğine dikkati çekti.

Fay hatları üzerinde yapılan "hendek çalışmaları" sayesinde olası depremlerin yerinin kestirilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu çalışmalar kapsamında faylar belli yerlerinden kesiliyor ve fay içinde hendek açılıyor. Eski depremin izlerini görebiliyor ve yaşlandırabiliyoruz. Bu sayede fayın hangi süreyle deprem ürettiğini görebiliyoruz. Buna paleosismoloji deniyor. Bu 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’de uygulanıyor."

"Tuzla Fayı kırılmaya yakın"

Türkiye’deki 485 fayın 250’sinin bu yöntemle incelendiğini belirten Sözbilir, "250 fayın deprem üretme potansiyeli ortaya konmuş durumda. Bu çalışmalar sürüyor. İzmir’deki çalışmalarımız kapsamında; Bergama Fayı, Gümüldün Fayı, Kemalpaşa Fayı, Menemen Fayı’nın da aralarında bulunduğu 9 fayı kesip inceleyeceğiz. İzmir’de 17 tane fay var. Bunları sanal ortama taşıyıp deprem senaryoları oluşturuyoruz. Bu çalışmalar sonucunda deprem oluştuğunda nerelerin yıkılma riskinin daha fazla olduğunu bilebiliyoruz. Sözkonusu bölgelerdeki yapı sağlamlaştırma çalışmalarının da öne alınması gerekiyor."

Bu çalışmaların depremin yeri hakkında bilgi verdiğini ancak depremin zamanı konusunda net bilgi vermediğini anlatan Sözbilir, "Örneğin Tuzla Fayı 2 bin yıldır kırılmıyor ancak önceki depremini de 2 bin yıl önce yapmış. Dolayısıyla kırılmaya yakın bir fay. İzmir Fayı ise son depremini 1688’de yapmış. 334 yıl geçmiş. Bu fayın kırılma aralığı 1000 yıl. Dolayısıyla bu fayın yakın bir zamanda kırılma şansı yok" diye konuştu.

"Tüm afetlere karşı bilinçli ve tedbirli olmalıyız"

2021’in sonunda 81 il için "İl Afet Risk Azaltma Planı" yayımlandığını anımsatan Prof. Dr. Sözbilir, şunları kaydetti:

"Her ilin kendine göre yapması gereken eylemler var. Resmi kurum ve kuruluşların, belediyelerin, yönetimlerin yapmakla yükümlü olduğu eylemler var. Bunların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu planın önemli bir kısmı da zaten yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesinden oluşuyor.

8 Temmuz’da da Türkiye Afet Risk Azaltma Planı çıktı. Orada da bir sürü eylem var. Sadece depreme karşı değil tüm afetlere karşı bilinçli ve tedbirli olmalıyız."

Grafik: Şeyma Özkaynak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
luxury tekel